Yasal Bilgilendirme
Bu platform, kamuyu bilgilendirme ve hak arama girişimidir. Sitemizde yer alan tüm iddialar, somut belgelere, resmi kanıtlara ve kamuya açık bilgilere dayanmakta olup Anayasal ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında yayınlanmaktadır. Amacımız karalama, hakaret veya iftira değil, 3 yıldır yaşanan 170+ ailenin mağduriyetini delilleriyle ortaya koymaktır.
Av. Cihat Demirbağ'dan
Mağdurlara Hukuki Destek Çağrısı
Kentsel dönüşüm ve gayrimenkul hukukunda uzman Av. Cihat Demirbağ, yüklenici firma ihmalleri nedeniyle 3 yıldır evsiz kalan ve fahiş kiralar ödemek zorunda olan mağdurların haklarını açıklıyor. Videoda, bugüne dek yaşanan 144 Milyon TL'yi aşan kira kaybı gibi somut zararların altını çizerken, "bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek" felsefesiyle adil bir çözüme nasıl ulaşılacağını anlatıyor.
Hukuki Süreç İçin Bilgilerinizi Bırakın
Mağduriyetinizin giderilmesi ve hukuki haklarınızı aramak için aşağıdaki formu doldurarak Av. Cihat Demirbağ Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.
📋 Sözleşme vs. Gerçekler: İhlallerin Karnesi
Yaşanan tüm sistematik ihlallerin kapsamlı özeti.
Proje Kapsamı: Vaat ve Gerçek
Ruhsat Alma Tarihi: Sözleşme ve Gerçek
İnşaat Seviyesi: Beklenen ve Mevcut
Kira Yardımı: Gecikme Tazminatı
3 Yılın Sonunda Gelen "Başarı" Fotoğrafı
Yüklenici firma, 3 yıllık fiyaskonun ardından bu görseli büyük bir ilerleme kanıtı olarak servis etti. Ancak bu kare, projenin sadece %22'lik kısmındaki cılız ilerlemeyi gösterirken, geri kalan %78'lik enkazı ve belirsizliği gizlemek için dikkatle kurgulanmış bir algı yönetimi hamlesidir.
Bu Fotoğraf Neyi Anlatıyor (ve Neyi Gizliyor)?
GÖSTERİLEN: Vitrindeki 2 Blok
36 ayın sonunda sadece ruhsatı alınabilen 2 blokta atılan birkaç kat beton. Kamera açısı, projedeki tek hareketliliği göstermek için özenle seçilmiştir.
GİZLENEN: Geri Kalan 7 Blok
Projenin asıl büyük kısmını oluşturan 7 bloğun temelsiz, ruhsatsız ve belirsiz akıbeti. Fotoğrafın kadrajı, bu devasa boş ve atıl alanı kasten dışında bırakır.
SONUÇ: Bu kare, bir başarı değil, 36 ayda projenin sadece %22'sine başlanabildiğinin ve bütüncül projenin fiilen yok edildiğinin itirafıdır.
Vaat Edilen Proje ve Sözleşmedeki Gerçekler
Hak sahiplerine başlangıçta "Sunrise Park" adıyla pazarlanan (daha sonra "Marmara Koru" olarak değiştirilen) proje görseli ile imzalanan resmi sözleşme arasında, mağduriyetin temelini oluşturan ciddi ve somut farklılıklar bulunmaktadır.
Vaat Edilen Proje Görseli
İmzalanan Sözleşmedeki Yasal Taahhütler
1. Blok Sayısı Taahhüdü
Madde 6.2: "...zemin + normal 8 katlı toplam 8 adet bina yapılacaktır."
2. Proje Değişikliklerinin Şartı
Madde 10: "Yüklenici yalnızca Arsa Sahiplerinin yazılı ön izni ile proje tadilinde bulunabilecektir."
3. Metrekare Küçülmesine Karşı Güvence
Madde 6.3: "...her azalan metrekare için bölgenin emsal metrekare birim fiyatının 5 katı bedeli cezai şart olarak ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder."
Görselde, A'dan I'ya kadar harflendirilmiş toplam 9 BLOK bulunmaktadır.
Projedeki Adaletsizlikler ve Soru İşaretleri
Yüklenici firmanın proje uygulamaları, hak sahiplerinin aleyhine işleyen ve adalet duygusunu zedeleyen ciddi soru işaretleri barındırmaktadır.
Tek Taraflı Fedakarlık
Hak sahipleri, mevcut 115 m² (3+1) dairelerinden fedakarlık yaparak yeni projede 84 m²'lik bir alana razı olurken, yükleniciye ait dairelerin 110 m² olarak projelendirilmesi, projedeki fedakarlığın tek taraflı yapıldığı algısını güçlendirmekte ve hakkaniyet ilkesini zedelemektedir.
Eklenen Blok ve Hakkaniyet Sorunu
Sözleşmede olmayan bir blok da eklenerek 9. blok ile yüklenicinin kendine yeni daireler yarattığı görülmektedir. Bu durum, aynı projede hak sahiplerinin dairelerinin küçültülmesiyle birleştiğinde, projenin hakkaniyetine dair ciddi soru işaretleri doğurmaktadır.
Yüklenicinin Oyalama Taktikleri ve Gerçekler
Yüklenici firma, kendi ihmallerini örtmek için sürekli olarak mağdurları suçlamakta ve oyalama taktikleri kullanmaktadır. İşte iddialar ve sözleşmedeki net haklarımız:
İddia 1: "Ruhsat için dükkan sahiplerinin imzası gerekiyor."
Yüklenicinin Savunması: Ruhsat için dükkan projesinde belediyenin istediği değişiklikler zorunludur ve bunun için dükkan sahiplerinin muvafakat vermesi şarttır.
Gerçek ve Hakkımız: Ortada bize sunulmuş resmi bir proje veya belediye yazısı yoktur. Sözleşmenin Madde 10'una göre, maliklerin payını etkileyen her değişiklik yazılı onayına tabidir.
İddia 2: "Bir grup dükkan sahibi herkesi mağdur ediyor."
Yüklenicinin Savunması: Sadece birkaç dükkan hissedarının imzası yüzünden tüm projenin ruhsatı alınamamaktadır.
Gerçek ve Hakkımız: Yüklenici, ruhsatı alınmayan 7 blok içinde dükkan içermeyenlerin ruhsatını bile 3 yıldır almamıştır. Gecikmenin sorumluluğunu dükkan sahiplerine yıkarak kendi ihmalini gizlemekte ve tüm malikleri oyalamaktadır.
İddia 3: "Önce imza atın, gerisi sonra."
Yüklenicinin Savunması: Sürecin ilerlemesi için öncelik, imza ve muvafakat verilmesidir.
Gerçek ve Hakkımız: Öncelikli mesele, yüklenicinin asli borcudur. 3 yıldır ödenmeyen kira alacaklarımız ödenmeden ve projenin son hali sunulmadan tek bir imza dahi atılmayacaktır.
30 EYLÜL 2025
2 Blokluk Vitrin, 7 Blokluk Fiyasko
3 yıllık gecikmenin ardından, yüklenici firma sadece ruhsat alabildiği 2 blokta kaydedilen ilerlemeyi büyük bir başarı gibi sunuyor. Bu görseller, 9 blokluk projenin geri kalan 7 bloğunun atıl durumunu ve belirsizliğini gizlemek için tasarlanmış bir algı yönetimi hamlesidir.
KANIT: Kısmi İlerlemeyle Büyük Resmi Gizleme Sanatı
Bu video, projenin genelindeki büyük başarısızlığı örtmek için kullanılan tipik bir manipülasyon örneğidir.
Videoda Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Vitrin Çalışması: 3 yılın sonunda sadece 2 blokta 6 kat çıkılmasını bir zafer gibi sunuyor.
- Odak Kaydırma: Asıl başarı, 9 bloğun tamamını zamanında ilerletmektir.
- Yanıltıcı Algı: Projenin sadece %22'sinin ilerlediği gerçeğini gizler.
Gerçek Durum: Vaatler ve Şantiye
3 yılın sonunda vaat edilen 9 blokluk projenin geldiği nokta. Bütüncül bir proje, keyfi olarak parçalanmıştır.
18 Nisan 2024'e kadar alınması gereken 9 blokluk ruhsat yerine, çok daha geç bir tarihte (29.05.2025) sadece 2 blok için ruhsat alınmıştır.
Protesto ve ulusal basında haber yapılacağını duyan yüklenici Ağustos 2025'de kalan 7 bloğa ruhsat başvurusu yaptığını ve gecikme sebebinin kat maliklerinden kaynaklandığını iddia eden yeni bir açıklama yapmıştır. (İHLAL 10: Yeni Vaatler ve Oyalama Taktiği)
24 AĞUSTOS 2025
Algı Yönetimi Şaheseri: "Yoğun Tempo" Yalanı
Mağdurların artan baskısı ve hak arayışı karşısında, yüklenici tarafından sahnelenen bu PR çalışması, durumun vahametini ve gerçeklerden ne kadar kopuk olunduğunu gözler önüne seriyor. Bu video, bir itiraftan farksızdır.
KANIT 1: Görsel Aldatmaca ve Üstü Kapalı Tehdit
Bu videoda asıl gerçek, söylenenlerden çok gösterilmeyenlerde saklıdır:
- Seçici Çekim: Kamera, 3 yıl sonunda 9 blokluk projenin sadece ilerleme olan tek bir bloğunu göstermektedir. Diğer 8 bloğu neden göstermediğinin cevabı basittir: Yok ki neyi göstersin!
- Üstü Kapalı Tehdit: Konuşmasının sonunda hak arayan mağdurları hedef alarak "Engel olmak isteyenlerin de Allah elini kolunu dilini bağlasın" demesi, bir gözdağı ve kötü niyetin açık kanıtıdır.
KANIT 2: "Yoğun Fedakarlık" Tiyatrosu
Yüklenici, paylaşım metninde kendisini "Cidde'den 4 saatlik uçuştan sonra ayağının tozuyla şantiyeye gelen" fedakar bir yönetici olarak sunmaktadır.
Bu anlatı, 3 yıldır süren gecikmeyi ve tutulmayan sözleri unutturmak için tasarlanmış bir saptırma taktiğidir.
Asıl sorulması gereken soru, 4 saatlik bir yolculuktan sonra şantiyeye gelip gelmediği değil, 3 yıldır 170+ ailenin evini neden teslim edemediğidir. Bu metin, sorumluluktan kaçmanın ve gündem değiştirmenin yazılı bir kanıtıdır.
15 AĞUSTOS 2025
Yanıltıcı Mesajlar ve İtiraflar
Yüklenici firmanın kendi paylaşımları, bir yandan "her şey yolunda" imajı çizerken, diğer yandan gecikmenin asıl nedenlerini ve sorumluluktan kaçma çabalarını kendi ağzıyla nasıl itiraf ettiğini kanıtlamaktadır.
KANIT 1: Oyalama Mesajı ve İtiraf
"Sahada inşaatımız hızla devam ediyor" diyerek başlayan mesajın 3. maddesi, projenin neden ilerlemediğinin itirafıdır: "Dükkan hissedarlarından muvafakatname." "Aksi halde zaman kaybetmeye devam ederiz" diyerek, kendi yarattığı 2 yıllık mağduriyetin sorumluluğunu maliklere yıkma hazırlığıdır. Başvurusunu yaptığını iddia ettiği "7 Blok" için bugüne dek hiçbir resmi evrak sunamaması ve 3 yıldır değiştirilen proje çizimlerini hak sahiplerinden ısrarla gizlemesi, bu durumun en somut göstergeleridir.
KANIT 2: "15 Ağustos 2025 tarihinde atılan müthiş PR çalışması"
Şantiyenin tamamını değil 3 yıl sonunda sadece TEK BLOK da yapılan çalışmayı sanki şantiyede büyük bir ilerleme varmış gibi gösteren 32 yıllık tecrübeye sahip firmanın "SANAT ESERİ".
Medyada 'Sürat', Şantiyede Sükûnet
Yüklenici firma yetkilisi Vehbi Orakçı, bir ekonomi dergisine kapak olarak "Kentsel Dönüşüm Süratle Yapılmalı" mesajı verirken, kendi projesi 3 yıldır yerinde saymaktadır. Bu durum, kamuoyunu yanıltmaya yönelik iletişim stratejisinin ve yaşanan mağduriyetle olan derin çelişkinin en net kanıtlarından biridir.
"Sürat" vurgusu yapan bir müteahhidin, 9 blokluk bir projede 3 yılın sonunda sadece 2 blok için ruhsat alabilmesi ve inşaatı temel seviyesinde bırakması, verilen demeçlerin ne kadar anlamsız ve samimiyetsiz olduğunu göstermektedir.
Biz soruyoruz: Madem kentsel dönüşüm süratle yapılmalıydı, 170'ten fazla ailenin evini teslim etmek için neden 3 yıldır bekletiyorsunuz? Bu dergi kapağı bir başarı hikayesi mi, yoksa trajikomik bir itiraf mıdır?
Siyasete Sığınan Sorumluluk
Kamuoyunun dikkatine: 3 yıldır evlerimizi teslim etmeyen müteahhit Vehbi Orakçı'nın kendini kamuoyuna sunduğu profildir: "YRP Genel Merkez Başkan Yardımcısı", "Kurucu Belediye Başkanı", "Yüksek Mühendis"...
Bu "tecrübenin" 3 yılın sonunda ortaya çıkardığı eser ise atıl bir şantiye ve geleceği belirsiz 170'ten fazla ailedir.
TECRÜBE BU MU? Eski bir belediye başkanı ve yüksek mühendis olduğunu iddia eden bir kişi, 9 blokluk projenin ruhsatını 3 yıldır neden alamaz? Sözleşmenin temel maddelerini (süre, kapsam) nasıl bu kadar ağır şekilde ihlal edebilir?
HİZMET BU MU? "Milletimiz için Biz Varız" sloganıyla siyaset yapan birinin, 170 aileyi evlerinden edip yıllardır kira ve belirsizlik batağında bırakması nasıl bir hizmet anlayışıdır?
Güvenin Kötüye Kullanımı: Temsilci Kimin Tarafında?
Kentsel dönüşüm sürecinde maliklerin haklarını korumakla görevli olan Temsil Heyeti'nin tarafsızlığı, projenin en temel güven unsurudur. Ancak aşağıda sunduğumuz ve kamuya açık bilgilerden oluşan kanıtlar, bu güvenin sarsıldığına dair ciddi şüpheler barındırmaktadır.
KANIT 1: Siyasi Bağlantı ve Çıkar Çatışması
Yüklenici firma yetkilisinin belediye başkan adaylığı için hazırlattığı seçim afişinde, Meclis Üyesi Adayları listesinin 8. sırasında, kat maliklerini temsil etmekle yükümlü olan bir Temsil Heyeti üyesinin isminin yer aldığı görülmektedir. Bir temsilcinin, haklarını savunması gereken maliklere karşı sorumlu olduğu yükleniciye siyasi olarak bağlı olması, tarafsızlığına gölge düşüren açık bir çıkar çatışması durumudur.
KANIT 2: Yüklenicinin Savunulması ve Maliklerin Susturulması
Aynı Temsil Heyeti üyesi maliklerin ortak WhatsApp grubunda, haklarını arayan mağdurları "inşaatı durdurmaya çalışmakla" ve "olmayan avukat için para toplamakla" suçlamaktadır. Bu yazışmaların hemen ardından, eleştirileri ve hak arayışını tamamen engellemek amacıyla grubun ayarları keyfi olarak değiştirilmiş, sadece yöneticilerin mesaj gönderebildiği tek yönlü bir propaganda kanalına dönüştürülmüştür. Başka bir temsilcinin "Canımı sıktılar kapattım, grubu ben kurdum istediğimi yaparım" şeklindeki açıklamasıyla adeta itiraf edilmiştir.
Takdir Kamuoyunundur
Bu kanıtlar ışığında soruyoruz: Bir temsilci, temsil ettiği kişileri mi, yoksa siyasi geleceğinin bağlı olduğu kişiyi mi savunur? Bu durum, 1924 Parsel'deki sorunun, sistematik ihlallerin bir inşaat gecikmesi değil, aynı zamanda temsil ve güven krizi olduğunu da göstermektedir.
Adım Adım İyi Niyetimizin Suistimali
Mücadelemiz, körü körüne bir karşıtlık değil, tükenen sabrın ve sistematik olarak suistimal edilen iyi niyetin bir sonucudur. Karşı tarafın "anlaşmaya yanaşmıyorlar" iddiasını çürütmek için, çözüm arayışımızın iki önemli aşamasını belgeleriyle sunuyoruz.
1. ADIM: İlk İyi Niyet Adımı ve Çözüm Arayışı
İşler daha da sarpa sarmadan önce, bir araya gelerek uzlaşmacı bir tavırla bu tutanağı hazırladık. Dedik ki: "Bir defalık kira yardımı yapın. Size yeni bir son tarih verelim: 15 Ocak 2025. Tek şartımız, projenin 9 BLOK olarak yapılmasıdır."
2. ADIM: Kırılma Noktası
İyi niyetle sunduğumuz ilk çözüm önerisi de karşılıksız kalınca, malikler olarak artık son noktaya geldik. Bu protokol, o günkü kararlılığımızın ve bardağı taşıran son damlanın belgesidir.
Nihai Sonuç? Tam Bir Hayal Kırıklığı.
Her iki iyi niyet adımımız da karşılıksız kaldı. Kat maliklerinin sözleşme yükümlülüklerinden doğan hakları yok sayıldı, kendi menfaatine maddeler ile kat maliklerinin kabul etmediği tek taraflı bir belge dayatıldı. (İHLAL 5: Kötü Niyet ve Ek Yükümlülük)
İhlaller ve Kanıtlar
Belgeler ve gerçekler ortadadır. Bu kanıtlar, basit bir gecikme değil, sözleşmenin HER TEMEL NOKTASINDA sistematik bir ihlal olduğunu göstermektedir.
İHLAL 1: Ağır Süre İhlali
Sözleşmeye göre 4 ayda alınması gereken ruhsatlar için 1 yılı aşkın süre başvuru dahi yapılmadı. Bu durum belediyenin resmi yazısıyla kanıtlıdır. (03.03.2025)
İHLAL 2: Kapsam İhlali
9 blokluk bütüncül proje, keyfi olarak parçalandı. 18 Nisan 2024'e kadar alınması gereken 9 blokluk ruhsat yerine, çok daha geç bir tarihte (29.05.2025) sadece 2 blok için ruhsat alındı.
İHLAL 3: Şeffaflık Eksikliği
Projenin ilerleyişi, mali durumu ve gecikmelerin nedenleri hakkında bilgi verilmedi, soru soran maliklerin bulunduğu iletişim kanalları kapatıldı.
İHLAL 4: Vekaletnamenin Kötüye Kullanımı
Maliklerden iyi niyetle alınan vekaletnameler, projenin bütünlüğüne aykırı şekilde, sadece 2 blok için ruhsat başvurusunda kullanılarak amacından saptırıldı.
İHLAL 5: Kötü Niyet ve Ek Yükümlülük
Yüklenici, sözleşmeyi ihlal etmesine rağmen mağduriyeti gidermek yerine, sorumluluğu hem belediyeye hem de maliklere yıkan tek taraflı yeni bir belge dayatmaktadır. Bu, Medeni Kanun'un dürüstlük kuralına açıkça aykırıdır ve kötü niyetin kanıtıdır.
İHLAL 6: Kendi İmzasına Uymama
18.12.2023 tarihli bu tutanakla "imzaların tamamlandığı" kabul edilmiştir. Bu, tüm yasal sürelerin işlemeye başladığı resmi tarihtir. Artık "imzalar bitmedi" bahanesi geçersizdir.
İHLAL 7: Mülke Tecavüz ve Hukuksuz Girişim
3 Şubat 2023 tarihli bu yazışmalar, yüklenici firmanın, henüz noter sözleşmesi imzalamamış ve anahtarlarını teslim etmemiş maliklerin dairelerine hukuksuzca girmeye çalıştığını açıkça kanıtlamaktadır. Konut dokunulmazlığı ve mülkiyet hakkı, bu girişimle açıkça ihlal edilmiştir. Maliklerin hakkını savunması gereken avukat yasal işlem başlatmak yerine karakola gidin diyerek malikleri bu süreçte yalnız bırakmıştır.
İHLAL 8: Sorumluluktan Kaçma ve İtiraf
Yüklenici firma yetkilisi, "Geri kalan blokların ruhsatı nerede?" sorusuna, ana sözleşmeyi değil, sonradan dayatılan ve hukuki geçerliliği olmayan "taahhütnameyi" referans göstererek cevap vermiştir. Bu, 9 blokluk projenin fiilen 2 bloğa düşürüldüğünün ve sözleşme sorumluluğundan kaçıldığının açık bir itirafıdır.
İHLAL 9: Sorumluluktan Kaçma ve Suçu Maliklere Atma
Yüklenici firma, 2022 tarihli resmi sözleşmeyi tamamen yok sayarak, WhatsApp üzerinden yaptığı açıklamayla projedeki tüm gecikmenin suçunu maliklere atmaktadır. Sorumluluğun kendilerine geçtiği tarihi temsilci ve kat maliklerinin kabul etmediği bir belgeyle keyfi olarak Aralık 2023 kabul edip, üzerine 37 ay ekleyerek teslimat için Ocak 2027 gibi uzak bir tarihi işaret etmiştir.
İHLAL 10: Yeni Vaatler ve Oyalama Taktiği
Ana sözleşmeye göre tüm ruhsatları en geç 18 Nisan 2024'te alması gereken yüklenici, bu tarihten 1 YILDAN UZUN BİR SÜRE SONRA, Ağustos 2025'te "kalan 7 blok için başvuru yaptık" diyerek ağır ihlalini adeta bir lütuf gibi sunmaktadır. Bu gecikmeyi örtbas etmeye çalışırken, teslimat için 2027 gibi yeni bir tarih dayatmakta ve olası sorunların suçunu yine maliklere yıkmaya hazırlanmaktadır.
Son Durum ve Şantiye Görüntüleri
2022'de evlerini boşaltan ve Ağustos 2025 de evlerini teslim almayı umut eden 170+ mağdur aile ve geçen 3 yıllık süreçte projede gelinen nokta.
10.08.2025 - Yavaş İlerleme ve Zihinlerdeki Belirsizlik
Bu görüntüler, projenin 3 yılı aşkın bir sürenin sonunda hala temel ve bodrum kat seviyesinde olduğunu kanıtlıyor. Videodaki maliklerin "Bizim bina hangisi?" şeklindeki diyalogları ise projenin geleceği ve kapsamı hakkındaki derin belirsizliği ve güvensizliği gözler önüne seriyor. Vaat edilen 9 blokluk projenin akıbeti hala meçhul.
29.07.2025 - Gözle Görülür İlerleme Yok
Projenin hala temel ve bodrum kat seviyesinde takılıp kaldığını gösteriyor. Bir blokta perde beton ve kolon filizleri dışında somut bir ilerleme yok. Şantiyenin geneli, aylar önceki haliyle neredeyse aynı; vaat edilen 9 blokluk projenin akıbeti hala belirsiz.
27.07.2025 - Yavaş ve Yetersiz Çalışma
3 yılı aşkın bir sürenin sonunda, 9 blokluk dev bir projenin sadece bir blok da temel seviyesinde, son derece yavaş ve yetersiz bir çalışma yapıldığı görülmektedir. Bir inşaat projesinde "işe başlamak", sadece birkaç demir bağlamak veya temel kazmak değildir.
Duraksayan İnşaat
Sadece 2 bloğun temelinin atıldığı ve yıllardır ciddi bir ilerlemenin kaydedilmediği şantiye alanı.
Göstermelik Çalışmalar
3 yıllık süreçte, 9 blokluk projede sadece bir blokta yapılan yavaş ve göstermelik temel çalışmaları. (19.07.2025)
Vaat ve Gerçekler
Vaat edilen 9 blokluk proje alanının genel durumu ve 3 yılın sonunda gelinen içler acısı nokta.
Medya Haberi ve Yüklenicinin Yanıltıcı Beyanları
Ulusal Kanal Haberi
Mağduriyetimizin ulusal basındaki yansımaları. Hak sahipleri ile yapılan röportajlar ve sürecin özeti.
Yüklenicinin Tanıtım Videosu
Projenin 9 bloktan oluştuğunu iddia eden ancak gerçek durumu yansıtmayan, kamuoyunu yanıltmaya yönelik tanıtım videosu.
Yüklenicinin İtirafı ve Çelişkileri
Yüklenici yetkilisi, kendi beyanıyla sözleşme bitiş tarihinden 1 yıl sonra, 9 blok yerine sadece 2 blok için "İnşaat Ruhsatı" değil, "Tadilat Ruhsatı" aldığını itiraf ediyor. Bu video, çelişkileri ve gerçeği yansıtmayan açıklamaları gözler önüne seriyor.
Ruhsat Gecikmesi İçin Yeni Taahhütler (17.02.2025)
İzlediğiniz bu toplantıda yüklenici Vehbi Orakçı, 17 Şubat 2025'teki bu toplantıda ruhsat için 31 Mart 2025 tarihini kesin bir son tarih olarak sunmakta ve gecikme durumunda kira yardımı yaptırımını kabul etmektedir. Ancak bu taahhüdüne rağmen, daha sonra gecikmenin sorumluluğunu belediyeye yüklemiş ve "baskı altında" olduğunu öne sürerek kira yardımı yükümlülüğünü reddetmiştir.